1 Mart 2012 Perşembe

sosyal paylaşık

sosyal bir paylaşık oturuyor yakınımda. baya yakın. hemcinsim olan bu yaratığın beynimde canlandırdığı tasvir kirli kulak çöpü. böyle uçları sararmış gibisinden dünyanın yedi kıtasında da pek hoş bir manzara olmayan bir nesne.
kulak çöpünün bu dünyada iki tarafı var. hani zannetmeyin bir tarafı kirli diğer tarafı temiz. ikisi de sarı. farkı, farklı iki tarafta buluınması ve üzerinde bulunan iğrenç atık kalıntılarının farklı kulaklardan çıkması.
unutulmuş bir tasvir o. kendisinin hatırlanmasını sevmiyor(muş gibi) davranıyor. melankolik tutkun. ahmet haşim gibi. hayatta kendisine biçtiği rolün dışına çıkamıyor. biraz çıkaydı iyiydi aslında.
bastırılmış dürtüleri ve duyguları var. kendini gerçekleştirme yolunun çok korkak bir yolcusu. biraz cesaret etse hemen eski düzenini özlüyor. dışı zayıf içi şişman.
hep birşeylerin korkularını yaşıyor. hayat  böyle olmaz desen o sana hayatı sorar. gördüklerini söylemez. duyduklarını görmek istemez. yalnızlıktan korkar ama korku duymaktan memnuniyet duyar. hayatta yalnız bırakılmış o. bazı kazalara yalnız kalmış. tertemiz bir çöpken birisi kulağıını karıştırmış.
o da bunu kabullenememiş. güçlü bir ego yapmaya çalışmış kendine. egosunu fazlaca abartmaya itina göstermiş. hatta o kadar çok güçlü ego yapma isteği olmuş ki; alenen tüm insanlığın görebileceği yerlere 'itina ile ego yapılır' gibisinden ilanlar asmış.
kendisinde görmeye çalıştığı heykel ona hammaddesine bulanık elini unutturmuş. acı çekmek istememiş.
acı çekmeye musait bir yapısı yok. ben de istemem onun acı çekmesini.
bir dönem olmuş ki uçmuş. şimdi yavaştan yere iniyor. bir kurt gördü geçenlerde. hani köpeği görünce tırsma(mış gibi) yapanlar var ya. o da öyle yaptı. ne kurtu sevmeye cesaret edebildi ne de kaçacak kadar duygularını ortaya çıkartabildi.
duygularını hala yaşayamadı. karşı cinse beslediği hislerin neler olduğu mechull. bazen olduğunun bile mechul olduğunu düşünmek geliyor içimden ama yakınımda böyle bir tehlikenin varlığı içimi titretiyor ve hemen onu bir kıza asılmaya çalışırken düşünüyorum.
annesi ona bir kız bulacaktır belki. özlediği küçük bir kasabadaki medeni avrupai yaşam tarzına hiç kavuşamayacak. en azından en iyi ihtimal bir 30 senesi falan var. bir gün vali olabilir çünkü.
necip fazıl'ın ismet inönü benzetmesi var meşhur bir büyük doğu sayısında. sosyal paylaşığı kafasız bir kulağa saplanmış beyaz pamuktan çöp gibi hayal ettim şimdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder